Sporda Marka ve Logo Kullanımı: Fikri Mülkiyet Hakları Açısından Değerlendirme
Giriş
Günümüzde spor kulüplerinin ve organizasyonlarının yalnızca sportif başarılarıyla değil, aynı zamanda marka değerleri ve ticari kimlikleriyle de ön plana çıktığı bir çağda yaşıyoruz. Forma, bayrak, amblem, logo gibi görsel semboller, kulüplerin kimliğini temsil ettiği kadar aynı zamanda büyük ekonomik getiriler sağlayan marka unsurlarıdır. Bu unsurların fikri mülkiyet koruması altına alınması, kulüplerin hem itibarını hem de ekonomik haklarını güvence altına alır. Ancak spor alanında özellikle üçüncü kişilerce bu marka unsurlarının izinsiz kullanımı, taklit ürün satışı, sosyal medyada logoların kötüye kullanımı gibi durumlar sıkça yaşanmakta ve hukuki uyuşmazlıklara neden olmaktadır.
Bu makalede, sporda marka ve logo kullanımının fikri mülkiyet hukuku kapsamında değerlendirilmesi, Türk Hukuku ve uluslararası hukuk bağlamında incelenecek; örnek bir kurgusal olay üzerinden uygulamadaki sonuçları tartışılacaktır.
I. Marka ve Logonun Hukuki Tanımı
A. Marka Kavramı
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) madde 4’e göre marka; bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin, diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması koşuluyla, kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi her türlü işaretten oluşabilir.
Bir spor kulübünün adı, logosu, renkleri, amblemi, maskotu vb. unsurlar marka olarak tescil edilebilir ve bu sayede hukuki koruma altına alınabilir.
B. Logonun Hukuki Niteliği
Logo, görsel bir işaret olup markanın tanınmasında önemli rol oynar. SMK kapsamında tescillenebilir bir markadır ve aynı zamanda Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında da “eser” niteliği taşıyabilir. Bu durumda logonun hem marka hukuku hem de telif hakkı koruması söz konusu olur.
II. Spor Kulüplerinin Marka Hakları
A. Tescil Süreci ve Koruma
Bir spor kulübü, TÜRKPATENT nezdinde markasını ve logosunu tescil ettirdiğinde, bu tescil ona münhasır haklar sağlar. Tescilli markanın izinsiz kullanılması halinde kulüp, tazminat, tedbir, el koyma, marka hakkına tecavüzün önlenmesi gibi hukuki yollara başvurabilir.
Tescilli marka koruması Türkiye ile sınırlıdır. Ancak spor kulüplerinin yurtdışında da tanınması ve ürünlerinin satılması sebebiyle Madrid Protokolü kapsamında uluslararası marka başvurusu yapmaları yaygındır.
B. Tescilsiz Marka Kullanımı
Marka tescili yapılmamış olsa dahi, uzun süredir kullanılan ve halk tarafından bilinen logolar “tanınmış marka” statüsünde de korunabilir. Tescilsiz dahi olsa kullanım sonucu kazanılan haklar (özellikle kötü niyetli tescil başvurularına karşı) mahkeme tarafından tanınabilir.
III. Fikri Mülkiyet İhlalleri ve Hukuki Yollar
A. Marka Hakkına Tecavüz
SMK madde 29’a göre, tescilli bir markanın izinsiz olarak kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil eder. Örneğin bir forma üreticisinin, kulüpten izin almaksızın formalarında kulüp logosunu kullanması açıkça ihlal teşkil eder.
Bu durumda kulüp;
-
Tecavüzün durdurulması,
-
Tazminat (maddi ve manevi),
-
Ürünlere el koyulması,
-
İhtiyati tedbir kararı alınması gibi taleplerde bulunabilir.
B. FSEK Kapsamında Koruma
Logo aynı zamanda bir görsel tasarım ürünü olduğundan FSEK m.1 ve devamı gereği “eser” sayılabilir. Eser sahibinin izni olmadan eserin değiştirilmesi, çoğaltılması, yayılması gibi eylemler telif hakkına tecavüz oluşturur.
IV. Kurgusal Olay: Altınlar Spor Kulübü vs. Taraftarlar Platformu
Olay
Altınlar Spor Kulübü, Süper Lig’de mücadele eden köklü bir kulüptür. Kulübün logosu ve maskotu uzun yıllardır kullanılmakta olup TÜRKPATENT nezdinde tescillidir. 2024 yılında sosyal medya üzerinden faaliyet gösteren ve “AltınlarFanZone” adıyla forma, atkı ve kupa gibi ürünler satan bir taraftar platformu kurulmuştur.
Bu platform, kulübün resmi logosunu kullanarak ürün satışı yapmakta; sosyal medya hesaplarında kulübün adını ve amblemini tescilsiz olarak kullanmaktadır. Kulüp, taraftarları ile olan bağını zedelememek adına önceleri müdahale etmemiştir. Ancak platformun gelirlerinin ciddi rakamlara ulaşması ve sahte ürünlerin kalitesizliğinden dolayı kulübün imajının zarar görmeye başlaması üzerine Altınlar Spor Kulübü, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açmıştır.
Hukuki Değerlendirme
-
Marka Hakkına Tecavüz: AltınlarFanZone platformu, tescilli marka olan logoyu izinsiz şekilde kullanmıştır. SMK m.29 uyarınca açık bir marka hakkı ihlali söz konusudur.
-
Telif Hakkı İhlali: Logo tasarımı aynı zamanda bir sanat eseri olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla izinsiz çoğaltılması ve ürünlere basılması, FSEK’e aykırıdır.
-
Tazminat Talebi: Kulüp, satışlardan elde edilen kazançların tespiti için bilirkişi atanmasını talep etmiş, maddi tazminat istemiştir.
-
İhtiyati Tedbir: Mahkeme, satışa konu ürünlerin toplatılması ve platformun geçici olarak erişime kapatılması yönünde ihtiyati tedbir kararı vermiştir.
-
Savunma: Platform yöneticileri, taraftar olduklarını ve kulübe zarar vermek amacı gütmediklerini savunsa da “iyi niyet” marka hakkı ihlali fiilini ortadan kaldırmaz. Ticari kazanç elde edilmesi nedeniyle eylem haksız fiildir.
V. Spor Kulüpleri Açısından Marka Yönetimi ve Hukuki Strateji
Spor kulüplerinin marka haklarını koruyabilmesi için öncelikle;
-
Markalarını ve logolarını TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirmeleri,
-
Marka kullanımına dair açık kurallar içeren lisans sözleşmeleri yapmaları,
-
Taraftar ürünlerinin satışı için yetkili satıcılarla çalışmaları,
-
İhlalleri tespit etmek için dijital gözetim araçları kullanmaları gerekir.
Ayrıca, bazı kulüpler kendi marka haklarını korumak için ayrı birimler (örneğin “fikri haklar departmanı”) kurmakta ve lisans dışı ürünlere karşı sistematik hukuki süreçler işletmektedir.
VI. Uluslararası Boyut
Uluslararası düzeyde tanınan kulüplerin logoları da WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) ve Madrid Protokolü kapsamında tescillenmekte ve yurtdışındaki ihlallere karşı da koruma sağlanmaktadır.
FIFA ve UEFA, kulüplerin marka haklarını koruma noktasında zaman zaman destekleyici yönergeler yayınlamaktadır. Örneğin, büyük turnuvalarda logoların kullanımı organizasyon iznine tabidir.
Sonuç
Sporun ekonomikleştiği bu çağda, marka ve logonun yalnızca bir sembol değil, kulübün itibarı ve gelir kaynağı olduğu gerçeği yadsınamaz. Bu nedenle, spor kulüplerinin marka haklarını korumaları hem hukuki hem de kurumsal bir zorunluluktur. Kulüp logolarının, isimlerinin ve sembollerinin izinsiz kullanımı yalnızca haksız rekabete yol açmakla kalmaz; aynı zamanda kulübün ticari ve manevi varlığına zarar verir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında, spor kulüplerinin marka stratejilerini güçlendirmeleri, lisanslama politikalarını belirlemeleri ve ihlallere karşı proaktif şekilde hukuki mekanizmaları işletmeleri elzemdir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut