Jurisdiksiyon Yönleri
Jurisdiksiyon, bir mahkemenin veya devletin belirli kişiler, yerler veya konular üzerinde yargı yetkisini kullanma hakkıdır. Hukuk sistemlerinde devletin yargılama erkini somutlaştıran bu yetki, sadece egemenlik alanı ile değil aynı zamanda kişi, zaman, konu bakımından da sınırlandırılmıştır. Özellikle uluslararası hukukta, devletlerin başka devletler üzerinde ne ölçüde yargı yetkisi kullanabileceği tartışmaları, jurisdiksiyonun yönlerini anlamayı gerekli kılmaktadır.
1. Kişi Bakımından Jurisdiksiyon (Personal Jurisdiction)
Kişi bakımından jurisdiksiyon; bir mahkemenin veya devletin kişi üzerindeki yargı yetkisini ifade eder. Mahkemenin veya devletin kişi üzerinde yargı yetkisinin olabilmesi için;
- kişinin yetkili ülkenin vatandaşı olması
- kişinin sürekli ya da geçici olarak belirli bir yerde bulunması
- pasif kişilik ilkesi: kişinin mağdur sıfatıyla dahil olduğu eylemler için kendi devletinin yargı yetkisi doğar.
gerekmektedir. Bu yetki ceza hukuku açısından önemlidir. Zira fail başka ülkede olsa dahi mağdurun vatandaşı olduğu devletin faili yargılama yetkisi mevcut olur.
2. Yer Bakımından Jurisdiksiyon (Territorial Jurisdiction)
Devletin ya da mahkemenin yargı yetkisi belirli bir coğrafi bölge ile sınırlıdır. İşte bu durum yer bakımından jurisdiksiyon olarak adlandırılır. bu yön en az tartışmalı yön olarak kabul edilir.
- Sınır içi (objektif) yetki: Devlet ya da mahkeme hangi alanda yetkili ise o alan ifade edilir.
- Sınır ötesi (subjektif) yetki: Devletin ya da mahkemenin sınırları dışında olmasına rağmen etkisi ilgili devlet ya da mahkemede hissediliyorsa bu devlet/mahkeme yargı yetkisini iddia edebilir.
3. Konu Bakımından Jurisdiksiyon (Subject-Matter Jurisdiction)
Her mahkeme her türden davaya bakamamaktadır. Konu bakımından jurisdiksiyon, mahkemenin hangi türden davalara bakabileceğini belirler.
4. Zaman Bakımından Jurisdiksiyon (Temporal Jurisdiction)
Bu yön, gerçekleşen olayın gerçekleştiği zamana bakarak mahkemenin yargılama yapıp yapamayacağını düzenler.
- Gerçekleşen fiilin zamanı,
- yasanın yürürlüğe girdiği tarih,
- yetki veren veya yetkiyi kaldıran uluslararası anlaşmaların yürürlükte olduğu tarih bu yönü doğrudan etkiler.
5. Evrensel Jurisdiksiyon (Universal Jurisdiction)
Bazı suçlar faillerin vatandaşı olduğu ülke, suçun işlendiği yer, mağdurun vatandaşı olduğu ülke fark etmeksizin her ülkeye yargı yetkisi tanır.
- Soykırım
- İşkence
- İnsanlığa karşı işlenen suçlar
- Kölelik
- Deniz haydutluğu bu suçlar kapsamına girmektedir.
Bu yön devletlerin evrensel düzeyde sorumluluklarını doğurabilir.
6.Orijinal ve Temyiz Yargı Yetkisi (Original and Appellate Jurisdiction)
- Orijinal Yargı Yetkisi: Davanın ilk kez görüldüğü yerin mahkemesinin yetkisidir. Bu mahkemeler davayı inceleyip ilk kararı verir.
- Temyiz Yargı Yetkisi: Daha yüksek bir mahkemenin, alt mahkemenin kararlarını gözden geçirme yetkisidir. Bu mahkeme davayı baştan incelemez; alt mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun, doğru kararlar olup olmadığını değerlendirir.
7.Münhasır ve Ortak Yargı Yetkisi (Exlusive and Concurrent Jurisdiction)
- Münhasır Yargı Yetkisi: Sadece belirli bir mahkemenin belirli bir tür davaya bakabileceği durumdur.
- Ortak Yargı Yetkisi: Birden fazla mahkemenin bir davaya bakma yetkisinin olduğu durumdur. Böyle bir durumda davayı açan taraf, davayı açacağı mahkemeyi seçebilir.
Jurisdiksiyon yönleri, devletlerin ve mahkemelerin yargı yetkilerini hangi sınırlar içinde kullanabileceğinin anlaşılması açısından önemlidir. Yukarıda bahsettiğim maddelerle sınırlandırılmış olan bu yetkiler hem hukuk sistematiği hem de adil yargılama açısından önem taşır. Uluslararası hukuk açısından bakıldığındaysa jurisdiksiyonun dengeli ve doğru kullanılması hukukun üstünlüğünün tesisi ve karmaşıklığın önlenilmesi hususunda vazgeçilmezdir.