Yatırım Yoluyla Göçte Reddedilme Nedenleri Eksik Belgeler, Sahte Sermaye ve Geri Dönüş Riski
Giriş
Yatırım yoluyla göçmenlik, yüksek sermayeye sahip bireylerin Kanada, ABD, İngiltere veya AB ülkelerinde daimi ikamet veya vatandaşlık hakkı elde etmelerini sağlayan stratejik bir göç türüdür. Ancak bu süreç, sadece finansal güçle değil; aynı zamanda hukuki uygunluk, belgelerin doğruluğu ve başvuranın niyetine ilişkin somut delillerle yürütülür.
Yaygın kanaatin aksine, yatırım yoluyla göç başvuruları her zaman olumlu sonuçlanmaz. Aksine, son yıllarda reddedilen yatırımcı vizesi oranlarında artış gözlemlenmektedir. Bu durumun ardında; eksik veya hatalı belge sunumu, sahte sermaye gösterimi, yatırımın gerçekliği konusundaki şüpheler ve başvuranın ülkesiyle bağlarını sürdürememesi gibi nedenler yer almaktadır.
Bu makalede, yatırım yoluyla göç başvurularının reddine neden olan başlıca hukuki ve uygulamaya dayalı sebepler, ülke örnekleri ve başvuru sahiplerinin bu riskleri nasıl azaltabileceği detaylı şekilde incelenecektir.
1. Eksik veya Hatalı Belgeler
1.1. Yetersiz Belge Sunumu
Yatırımcı göç programlarında başvurunun iskeletini oluşturan en önemli unsur belgelerdir. Ancak birçok başvuru:
- Gelir kaynaklarını belgelendirememek,
- Transfer yapılan bankaları açıkça belirtmemek,
- İş planını yetersiz sunmak,
- Vergi beyannamelerini eksik vermek
nedeniyle reddedilmektedir.
Özellikle ABD’nin EB-5 ve Kanada’nın SUV (Start-Up Visa) gibi programlarında USCIS ve IRCC yetkilileri, belgesiz hiçbir ifadeyi kabul etmez.
1.2. Belge Tutarsızlığı
Belgeler arasında tarihsel veya mantıksal tutarsızlıklar, inceleme sırasında dikkat çeker. Örneğin:
- Şirket kârı beyan edilen yılda vergi kaydı yoksa,
- Transfer belgesi ile banka dekontu uyuşmuyorsa,
- Ortaklık payı ile hisse devri çelişiyorsa
başvuru olumsuz etkilenir. Bu durum “güvenilirlik sorunu” yaratır ve genellikle red kararıyla sonuçlanır.
2. Yatırımın Gerçekliği Konusunda Şüpheler
2.1. Pasif ve Simgesel Yatırımlar
Birçok yatırımcı, yalnızca “şirket kurmak” ya da “bir yatırım beyanında bulunmak” suretiyle oturum elde edebileceğini düşünür. Oysa birçok programda yatırımın:
- Risk taşıması,
- Ekonomik katkı sağlaması,
- Gerçek bir iş fikrine dayanması,
- İstihdam yaratması
gerekmektedir. Bu şartları taşımayan “simgesel” yatırımlar (yalnızca kağıt üzerinde kalan işlemler), genellikle “niyetin samimi olmadığı” gerekçesiyle reddedilir.
Örneğin:
- Kanada SUV programında, Designated Organization’dan alınan destek mektubu olsa bile iş planı yetersizse başvuru geçersiz sayılır.
- ABD EB-5 programında yatırımın pasif olması veya sermayenin risk taşımaması (örneğin garantili geri dönüş) halinde Green Card verilmez.
2.2. Yatırımın Gerçekten Kullanılmaması
Bazı başvurularda yatırımcı:
- Parayı banka hesabında sadece bekletir,
- Şirketi kurar ama faaliyet göstermez,
- Yatırım sözleşmesi sunar ancak ifa etmez.
Bu tür pasiflik, göçmenlik kurumları tarafından “yatırımcı kimliğinin inandırıcı olmadığı” şeklinde yorumlanır.
3. Sahte veya Kaynağı Belirsiz Sermaye
3.1. Sermaye Kaynağının Belgelendirilememesi
Yatırım miktarı kadar, bu sermayenin nasıl elde edildiği de başvurunun kaderini belirler. Miras, maaş, şirket geliri, emlak satışı gibi yollarla kazanılan paralar açıkça belgelemeli; hangi tarihte, hangi bankadan, kime transfer edildiği gösterilmelidir.
Örneğin Kanada SUV veya ABD EB-5 başvurularında:
- Paranın yurt dışına nasıl çıkarıldığı,
- Vergi beyannamesine girip girmediği,
- Sermaye gelirine dair resmi evrakların doğruluğu
inceleme konusu yapılır. Açıklanamayan veya belgelendirilemeyen para, başvurunun iptaline neden olur.
3.2. Kaynağı Şüpheli Fonlar
Bazı yatırımcılar, başka kişilere ait fonları “emanet” gibi göstererek göçmenlik sürecinde kullanmak ister. Bu durum ciddi bir risk taşır:
- Kimin sermayesi olduğu bilinmezse, başvuranın niyeti tartışılır hale gelir.
- Kara para aklama iddialarına maruz kalınabilir.
- Hatalı beyanda bulunan kişiler süresiz red veya sınır dışı kararıyla karşılaşabilir.
4. Geri Dönüş Riski: Oturum Sonrası Bağlılık Sorunu
Yatırım yoluyla oturum veya vatandaşlık başvurularında başvuranın “yatırım yapıp ülkeyi terk etme” niyetinde olup olmadığı da değerlendirilir.
4.1. Kanada ve ABD’de “Geri Dönüş” Endişesi
Kanada SUV veya PNP programlarında başvuru onaylansa bile:
- Yatırımcı işe başlamazsa,
- Kanada’ya yerleşip çalışmazsa,
- Aileyi taşımaz ve işletmeyi aktif yönetmezse
PR (Permanent Residency) iptal edilebilir.
ABD EB-5 sürecinde ise:
- 2 yıllık koşullu Green Card döneminde iş devam etmezse
- Sermaye geri çekilirse
- İstihdam yaratılmazsa
Form I-829 onaylanmaz ve Green Card kalıcı hale gelmez.
4.2. Vatandaşlık Sürecinde Denetim
Kalıcı oturum sonrasında vatandaşlık başvurusu yapılabilmesi için;
- Fiziki ikamet şartı,
- Mali bağlılık (vergi ödeme, işletme sahipliği),
- Toplumsal uyum (dil bilgisi, aile uyumu)
gibi kriterler aranır. Yalnızca yatırım yapan ama ülkede yaşamayan bireyler vatandaşlığa geçemez.
5. Hukuki ve Stratejik Tavsiyeler
- Belgeler tam ve tutarlı hazırlanmalı. Beyan edilen her ifade yazılı belgeyle desteklenmelidir.
- Yatırım “aktif” olmalı. Sermaye faaliyete geçmiş, iş planı uygulanıyor ve işletme sürdürülebilir olmalıdır.
- Kaynak şeffaf olmalı. Gelirin legal yollarla elde edildiği açıkça gösterilmelidir.
- Oturum süreci planlı yürütülmeli. Başvuran kişi yatırım yaptığı ülkede işini kurmalı, ailesini getirmeli ve hukuka uygun yaşamaya başlamalıdır.
- Yetkili göçmenlik avukatı ile çalışılmalı. Süreçte profesyonel destek, hataları ve red risklerini azaltır.
Sonuç
Yatırım yoluyla göçmenlik, yüksek getirili bir fırsat olduğu kadar ciddi yükümlülükler barındıran bir süreçtir. Eksik belge sunumu, yatırımın gerçekliğine dair şüpheler, kaynağı belirsiz sermaye ve göçmenlik sonrası ülkeden ayrılma gibi davranışlar; başvurunun reddine veya hakların iptaline neden olur.
Başarılı bir yatırım göçmenliği süreci; sadece sermaye gücüyle değil, hukuki hazırlık, şeffaf belge yönetimi ve göç edilen ülkeye gerçek bağlılık ile mümkündür.