Single Blog Title

This is a single blog caption

Ulaşım Sektöründe Rekabet Hukuku Sorunları: UBER, BiTaksi ve Taksiciler Üzerinden Bir İnceleme

 

  1. Giriş: Dijitalleşen Ulaşımın Hukuki Gerilimi

Ulaşım sektörü, özellikle büyükşehirlerde dijital platformların yükselişiyle büyük bir dönüşüm geçirmiştir. UBER ve BiTaksi gibi uygulamalar, klasik taksi hizmetlerine alternatif sunmakla kalmamış, aynı zamanda geleneksel pazar yapısını kökten sarsmıştır. Bu değişim beraberinde rekabet hukuku kapsamında çeşitli sorunları doğurmuştur: piyasa kapama, kötüye kullanım, engelleme, teşebbüs birliği eylemleri, hatta veri temelli rekabet avantajları.

Bu makalede, Türkiye’de UBER ve BiTaksi gibi platformların yarattığı rekabet hukukuna ilişkin başlıca sorun alanları, Yargıtay ve Rekabet Kurumu kararları çerçevesinde incelenecek ve sektörün geleceğine dair değerlendirmelerde bulunulacaktır.

  1. Ulaşım Sektörünün Rekabetsel Yapısı

Taksi hizmetleri uzun yıllar boyunca yerel idareler tarafından verilen plaka tahdidi ile şekillenmiş, arzın kamu eliyle sınırlandığı, serbest girişin mümkün olmadığı bir modelde sürmüştür. Ancak 2010’lu yıllardan itibaren teknolojik gelişmeler:

  • Yeni girişimcilerin uygulama temelli taşımacılık sunmasına,
  • Fiyatlandırma ve çağırma algoritmaları üzerinden müşteri edinilmesine,
  • Platformların geleneksel taksicilikten bağımsız ekosistem oluşturmasına

yol açmıştır.

UBER, Türkiye’deki faaliyetlerinde özellikle UBERXL modeli ile “yetki belgesi olmayan taşımacılık” yaptığı gerekçesiyle hem idari hem de yargısal denetime konu olmuştur.

  1. UBER Olayı: Rekabet mi, Kaçak Taşımacılık mı?

3.1. Yargı Süreci

UBER, Türkiye’de 2014’ten itibaren faaliyet göstermeye başlamış, ancak İstanbul Taksiciler Esnaf Odası tarafından açılan davada, rekabetin ihlal edildiği, korsan taşımacılık yapıldığı ve haksız rekabet yaratıldığı ileri sürülmüştür.

🔍 İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019 tarihli kararıyla, UBER’in faaliyetlerinin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle erişim engeli getirilmişti.

Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararıyla, Uber’in bazı hizmetlerine yönelik yasağın kaldırılması gerektiği ifade edilmiş ve UBER uygulaması yeniden erişilebilir hâle gelmiştir.

3.2. Rekabet Hukuku Açısından Değerlendirme

UBER’in sunduğu hizmetler:

  • Yenilikçi teknolojik avantajlar,
  • Tüketici açısından daha şeffaf ve hızlı erişim,
  • Pazar girişinin platform yoluyla kolaylaştırılması gibi yönlerden rekabeti artırıcı niteliktedir.

Ancak yasal düzenlemelerle tanımlanmış “plakalı ve ruhsatlı taksi sistemi” dışında sunulan hizmetlerin, lisanssız taşıma riski oluşturması nedeniyle haksız rekabet yönünden değerlendirilmesi mümkündür.

  1. BiTaksi: Platformların Nötr Konumunun Kayıp Noktası

BiTaksi, yerli bir platform olarak taksi plakalı araçlarla çalışan sürücüleri, mobil uygulama üzerinden müşteriyle buluşturmakta ve genellikle geleneksel sistemin dijital entegrasyonunu sağlamaktadır.

Ancak BiTaksi özelinde şu hukuki tartışmalar gündeme gelmiştir:

  • Yalnızca belirli sürücüleri öne çıkarma (self-preferencing),
  • Komisyon oranları üzerinden teşvik ve ayrımcılık,
  • Sürücü puan sisteminin rekabeti kısıtlayıcı etkisi.

Rekabet Kurumu’nun BiTaksi hakkında bugüne kadar açık bir rekabet soruşturması kararı bulunmasa da, veri kullanımı ve algoritmik sıralama mekanizmaları üzerinden rekabetin sınırlandığı yönünde tartışmalar mevcuttur.

  1. Geleneksel Taksicilerin Tutumu: Kolektif Rekabet Kısıtlamaları

Taksi plaka sahiplerinin temsil edildiği teşebbüs birlikleri (örneğin İstanbul Taksiciler Esnaf Odası) zaman zaman alternatif ulaşım platformlarına karşı:

  • Ortak boykot çağrıları,
  • Taksimetre entegrasyonlarını engelleme,
  • Belediyelere baskı yoluyla ruhsat verilmesini önleme gibi

kolektif hareketlerde bulunmaktadır.

Bu tarz teşebbüs birliği eylemleri, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında yasaklanmış uyumlu eylem veya rekabeti engelleyici birlik kararları olarak değerlendirilebilir.

📌 Rekabet Kurulu’nun 2021/39-512 sayılı kararında, benzer biçimde bir sektörde hizmet sunumunu engellemeye yönelik esnaf odası kararları hukuka aykırı bulunmuştur.

  1. Piyasa Kapama Sorunu

Taksicilik sektöründe hizmet arzı, büyük ölçüde yerel idarelerin sınırlı plaka tahsisine dayalıdır. Bu yapı, yeni oyuncuların pazara girişini teknik olarak imkânsız hale getirir. Ulaşım platformlarının bu kapalı yapıya alternatif sunması rekabeti artırıcı gibi görünse de, aşağıdaki riskleri barındırır:

  • Haksız fiyatlandırma (dumping) yoluyla küçük oyuncuları piyasadan silme,
  • Veriye dayalı algoritmik avantajlar,
  • Fiyat sabitleme şüphesi doğuran öneri sistemleri,
  • Yolcu tercihlerine müdahale eden sıralama algoritmaları.
  1. Avrupa ve ABD Uygulamaları 

Avrupa Birliği

AB Komisyonu, UBER gibi platformları geleneksel taksilerle aynı düzlemde değerlendirmemekte, onları dijital aracı hizmet sağlayıcısı (intermediation service) olarak görmektedir.

Ancak algoritmik fiyat eşgüdümü (özellikle UBERPOOL) konusunda uyarılar yapılmıştır. Ayrıca DMA (Digital Markets Act) kapsamına giren platformlara, şeffaflık ve ayrım yapmama yükümlülüğü getirilmektedir.

ABD

ABD’de Federal Ticaret Komisyonu, UBER hakkında geçmişte rekabeti sınırlayıcı davranışlarla ilgili incelemeler yürütmüş, özellikle sürücülerin fiyat belirleme süreçlerine müdahale edilmesi gibi durumları denetlemiştir.

  1. Türkiye’de Hukuki Belirsizlikler ve Reform Önerileri

Türkiye’de taksicilik sistemi, yerel idare – ruhsat – plaka üçgeninde şekillenmektedir. Bu yapı:

  • Platformlar için yasal belirsizlik yaratmakta,
  • Vergilendirme ve ruhsatlılık eşitsizliği doğurmakta,
  • Tüketici tercihlerine uygun alternatiflerin engellenmesine yol açmaktadır.

Reform Önerileri:

  • Ulaşım platformları için özel bir hukuki statü tanımlanmalı,
  • Rekabet Kurumu, ulaşımda “platform tarafsızlığı” ilkesine göre denetim yapmalı,
  • Plaka arz-talep dengesini piyasa gerçeklerine göre şekillendiren modeller geliştirilmelidir.
  1. Sonuç

UBER ve BiTaksi gibi platformlar, ulaşım sektörünü dijitalleştirerek tüketici faydası yaratmakta; ancak bu durum, rekabet hukukunun sınırlarını da zorlamaktadır. Platformların piyasa kapama, algoritmik ayrımcılık, fiyat yönlendirme gibi alanlarda denetlenmesi gerekirken, geleneksel oyuncuların kolektif engelleme çabaları da aynı ölçüde risklidir.

Türkiye’de rekabet hukuku, bu yeni pazar yapısına uyum sağlayacak şekilde veri temelli denetim, platform şeffaflığı ve ayrımcılık yasağı ilkeleri etrafında yeniden yapılandırılmalıdır. Aksi takdirde hem tüketici hakları hem de rekabet özgürlüğü zarar görmeye devam edecektir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button