Belçika’da oturum ve iltica sürecinde çocukların korunması nasıl sağlanıyor?
Giriş
Belçika, göç ve iltica alanında çocukların özel bir koruma gerektirdiği bilinciyle hareket eden Avrupa ülkelerinden biridir. Çocukların, yetişkinlerden farklı ihtiyaçları ve hassasiyetleri olduğu kabul edilerek, ulusal ve uluslararası hukukta çocuk hakları ve korunmasına yönelik özel düzenlemeler geliştirilmiştir. Belçika’da iltica ve oturum süreçlerinde çocukların korunması, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (CRC), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa Birliği mevzuatı ve Belçika’nın ulusal mevzuatı kapsamında ele alınmaktadır.
Bu makalede, Belçika’da oturum ve iltica süreçlerinde çocukların korunması hukuki çerçevede detaylandırılacak, çocuk odaklı yaklaşımın gerekliliği ve uygulamadaki yöntemler incelenecektir.
1. Hukuki Çerçeve ve Uluslararası Standartlar
Çocukların korunması hususunda Belçika, başta BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (CRC) olmak üzere çeşitli uluslararası ve AB kaynaklarına bağlıdır. CRC’nin 3. maddesi “Çocuğun yüksek yararının gözetilmesi” ilkesi, tüm işlemlerde ve karar süreçlerinde öncelikli kriter olarak kabul edilir. Ayrıca, 12. madde çocuğun görüşlerini ifade etme hakkını garanti eder.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da çocukların korunması ve aile birliğinin önemi konusunda bağlayıcı içtihatlar sunmaktadır. AB İltica Yönetmeliği (Dublin III) ve AB Temel Haklar Şartı, çocuklara özel koruma hükümleri içermektedir.
Belçika’nın ulusal mevzuatı ise, iltica ve yabancılar hukuku bağlamında çocukların statüsüne dair özel hükümler barındırır. Örneğin, Belçika İltica ve Göçmenlik Dairesi (CGRA/CGVS) çocuk başvurularına özel prosedürler uygular.
2. Çocukların İltica Başvurusunda Statüsü
Belçika’da iltica başvurusu yapan çocuklar; bağımsız başvuru sahibi olabilir veya aileleriyle birlikte başvurabilirler. Her durumda çocukların durumları ayrı ve özel değerlendirilir.
-
Bağımsız çocuk başvuru sahipleri: Genellikle 18 yaşından küçük, yanında yasal vasisinin bulunmadığı çocuklardır. Bu çocukların korunması için sosyal hizmetlerle iş birliği içinde özel barınma ve destek sağlanır.
-
Aile ile birlikte başvuru: Çocuklar, aileleriyle birlikte geldiklerinde, aile birliği korunarak değerlendirilir. Çocukların psikososyal durumu, eğitim hakkı gibi hususlar titizlikle gözetilir.
İltica başvurusunda çocuklara uygun iletişim dili, tercümanlık ve çocuk psikolojisine uygun mülakat teknikleri uygulanır.
3. Çocuk Odaklı Değerlendirme ve Yükümlülükler
Belçika makamları, çocukların başvurusunu değerlendirirken çocuk odaklı bir yaklaşım sergilemekle yükümlüdür. Bu kapsamda:
-
Çocuğun yaşı, olgunluğu ve psikolojik durumu dikkate alınır.
-
Çocuğun görüşlerine önem verilir, yaşına uygun biçimde ifade hakkı tanınır.
-
Başvurunun işlenme süresi çocuk için mümkün olan en kısa sürede tutulur.
-
Zarar görme veya kötü muamele riski bulunan çocuklar için özel koruma tedbirleri alınır.
-
Çocukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlanır.
Bu yükümlülükler, sadece iltica makamları için değil, sosyal hizmetler, eğitim kurumları ve hukuk sisteminin tüm aktörleri için bağlayıcıdır.
4. Oturum ve Barınma Hakları
İltica başvurusunda bulunan çocukların oturum izinleri, yetişkinlerden farklı olarak daha esnek ve koruyucu bir şekilde düzenlenir. Özellikle;
-
Çocukların eğitim hakları korunur, okula devamları engellenmez.
-
Barınma koşulları çocukların gelişimine uygun şekilde düzenlenir.
-
Yasal temsilcileri veya vasi atama süreçleri titizlikle yürütülür.
-
Acil sağlık ve psikolojik destek imkanları sağlanır.
Ayrıca, çocukların sınır dışı edilmesi durumu ancak ciddi ve istisnai şartlarda, uluslararası hukuk ilkeleri gözetilerek mümkün olur.
5. Çocukların Aile Birliği ve Korunması
Belçika hukuku, çocukların aile birliklerinin korunmasına büyük önem verir. Aile birleşimi hakkı, çocukların ruhsal ve sosyal gelişimi için temel kabul edilir. Bu kapsamda;
-
Aile üyeleriyle birlikte veya yakın aile üyelerinin yanına yerleşme hakkı gözetilir.
-
Aile birliği korunamazsa, çocukların üstün yararı ilkesi doğrultusunda ayrı koruma planları oluşturulur.
-
Çocukların aileden koparılması sadece zorunlu hallerde ve mahkeme kararıyla mümkündür.
6. Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar
Belçika’da çocukların iltica ve oturum süreçlerinde aşağıdaki zorluklar yaşanabilmektedir:
-
Bürokratik süreçlerin karmaşıklığı ve uzun sürmesi
-
Dil ve kültürel engeller
-
Yetersiz psikolojik destek hizmetleri
-
Göçmen çocukların eğitimde karşılaştığı adaptasyon sorunları
-
Aile ayrılıkları ve hukuki temsil sorunları
Bu sorunların giderilmesi için kamu kurumları, sivil toplum ve uluslararası kuruluşların iş birliği kritik önemdedir.
7. Çözüm ve İleriye Dönük Öneriler
-
Çocuklara yönelik özel eğitimli sosyal ve hukuki personel sayısının artırılması,
-
Hukuki temsil ve danışmanlık hizmetlerinin erişilebilirliğinin yükseltilmesi,
-
Entegre sosyal destek programlarının geliştirilmesi,
-
Çocukların sesinin duyulması ve haklarının etkin savunulması için mekanizmaların güçlendirilmesi,
-
Eğitim sisteminin göçmen çocuklara yönelik adaptasyonunun iyileştirilmesi.
Bu öneriler, Belçika’nın çocukların korunmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlayacak ve çocukların sosyal hayata entegrasyonunu destekleyecektir.
Sonuç
Belçika’da oturum ve iltica süreçlerinde çocukların korunması, uluslararası hukukta belirlenen yüksek standartlar ve çocuk odaklı yaklaşımlar doğrultusunda yürütülmektedir. Ancak uygulamadaki pratik zorluklar, çocukların korunmasında eksikliklere yol açabilmektedir. Hukuki düzenlemelerin etkin uygulanması, kapsamlı sosyal destekler ve çocukların sesini duyurabilecek mekanizmaların geliştirilmesi, onların haklarının tam olarak korunması için vazgeçilmezdir.
Belçika’nın çocuklara yönelik koruma anlayışı, sadece hukuki bir zorunluluk değil, aynı zamanda insani ve sosyal bir sorumluluktur. Bu çerçevede, iltica ve oturum süreçlerinde çocukların üstün yararına uygun kararlar alınması, onların geleceğe güvenle bakabilmeleri için temel bir şarttır.