Banka Hesabını Başkasına Kullandırma Suç Mu (IBAN Kiralama): Türk Ceza Hukuku Açısından İnceleme
1. Giriş
Son yıllarda dijital dolandırıcılık vakalarının artmasıyla birlikte, banka hesaplarının ve özellikle IBAN numaralarının kiralanması, hukuki literatürde ve ceza yargılamalarında önemli bir yer edinmiştir. “IBAN kiralama” olarak tabir edilen bu uygulama, genellikle yasa dışı faaliyetlerde kullanılan hesaplara yönelik bir perdeleme aracı işlevi görmekte ve bu eylemi gerçekleştiren kişiler farkında olmadan nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalmaktadır.
Bu makalede banka hesabının başkasına kullandırılması suretiyle işlenen suçlar, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve özel kanunlar bağlamında değerlendirilecek; Yargıtay kararları ışığında suçun unsurları, cezai sorumluluk, kusur halleri ve mağduriyetlerin giderilme yöntemleri ele alınacaktır.
2. Kavramsal Çerçeve ve Tanım
2.1. IBAN Kiralama Nedir?
IBAN kiralama, gerçek kişi veya şirketlerin kendilerine ait banka hesabını belirli bir ücret karşılığında başka kişi ya da kurumların kullanımına tahsis etmesidir. Kiralama; kısa süreli, tek işlem bazlı veya uzun vadeli şekilde yapılabilmektedir. Özellikle sosyal medya üzerinden “günlük 500 TL IBAN kiralama” ilanlarıyla bu eylemler teşvik edilmekte, çoğunlukla da dolandırıcılık, yasa dışı bahis, kara para aklama gibi suçlara aracı olmaktadır.
3. Hukuki Değerlendirme
3.1. Türk Ceza Kanunu’nda Düzenlenen İlgili Suçlar
IBAN kiralama eylemleri doğrudan suç olarak tanımlanmasa da, TCK ve özel ceza kanunlarında farklı suç tipleri çerçevesinde değerlendirilmektedir:
● TCK m.157 – Basit Dolandırıcılık
Bir kimsenin hileli davranışlarla aldatılması sonucu menfaat elde edilmesidir. Hesap kiralayan kişi, eğer sistematik olarak dolandırıcılık organizasyonuna bilerek aracılık etmişse, fail sıfatıyla cezalandırılabilir.
● TCK m.158/1-f – Nitelikli Dolandırıcılık
“Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” işlenen dolandırıcılık suçunu düzenler. IBAN kiralama, genellikle bu fıkra kapsamında değerlendirilmekte ve daha ağır yaptırımlara tabi olmaktadır.
● TCK m.282 – Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama
IBAN’ına gelen meblağın suç gelirinden kaynaklandığını bilen veya bilmesi gereken kişilerin, bu fiili gerçekleştirmesi hâlinde, aklama suçu oluşur. Kiralayan kişinin bilinçli hareket etmesi hâlinde bu suçtan da cezai sorumluluğu doğar.
● 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun m.15
Müşteri tanıma yükümlülüğünü yerine getirmeyenler ve başkasına ait hesapları kullandıranlara hapis ve adli para cezası öngörülmüştür.
4. Yargıtay Uygulaması ve İçtihatlar
Yargıtay uygulamalarında genel eğilim, hesabını başkasına kullandıran kişinin “fail” ya da en azından “yardım eden” olarak değerlendirilmesi yönündedir. Özellikle aşağıdaki kriterler dikkate alınmaktadır:
● Kastın Varlığı
-
Şüpheli, hesabına gelen paranın niteliğini biliyor muydu?
-
Hesabı kiraladığı kişileri tanıyor muydu?
-
Kendi hesabına gelen paraları hemen başka hesaplara mı aktardı?
Yargıtay 11. CD, 2024/7470 E., 2024/6389 K. sayılı kararında:
“Sanığın banka hesabının yasa dışı işlemlerde kullanıldığını bildiği, kendisine verilen komisyon karşılığında parayı çekip başka kişilere teslim ettiği anlaşılmakta olup, TCK m.158/1-f kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerekir.” denilmiştir.
● Menfaat Sağlama
Yargıtay’a göre, sadece banka hesabını kullandırmakla kalmayıp, bu işlemden menfaat temin eden kişi doğrudan sorumludur.
ÖRNEK OLAYDA
Sosyal medya ve çeşitli mesajlaşma uygulamaları üzerinden yayılan “IBAN kiralama” ilanları aracılığıyla, bazı kişiler banka hesaplarını belirli bir maddi menfaat karşılığında üçüncü kişilerin kullanımına açmaktadır. Bu kullanım, çoğu zaman çeşitli dolandırıcılık organizasyonları tarafından sahte alışveriş siteleri, yasa dışı bahis ya da yatırım vaadiyle mağdurlardan para toplamak amacıyla gerçekleştirilmektedir.
Somut olayda, bir kişi kendisine ait banka hesabını, “kısa süreli kullanma karşılığında ücret ödeneceği” taahhüdüyle sosyal medya üzerinden ulaştığı bir kişiye tahsis etmiştir. Bu hesap üzerinden, mağdurlardan elde edildiği anlaşılan yüklü meblağlar farklı zamanlarda hesaba yatırılmış, hemen ardından bu paralar ATM’ler üzerinden çekilerek başka kişilere elden teslim edilmiştir. Hesap sahibi ise bu işlem karşılığında “hizmet bedeli” adı altında bir miktar ödeme almıştır.
🔹 Yürütülen Ceza Soruşturması ve Değerlendirme
Mağdur başvuruları üzerine yapılan inceleme neticesinde, hesaba yatırılan paraların dolandırıcılık eylemleri sonucunda elde edildiği, gönderici kişilerin aldatıcı yöntemlerle yönlendirildiği tespit edilmiştir. Hesap sahibi, para transferlerinin hukuka aykırı bir faaliyetin parçası olduğunu bilmediğini beyan etmiş; ancak soruşturma makamlarınca yapılan dijital incelemelerde, ilgili kişiyle olan yazışmalarda hesap kullanımının bilinçli olarak verildiği, karşılığında maddi menfaat sağlandığı anlaşılmıştır.
Soruşturma sonunda kamu davası açılmış ve şu suçlamalar yöneltilmiştir:
-
TCK m.158/1-f uyarınca: “Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık”
-
TCK m.282 uyarınca: “Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama”
🔹 Ceza Muhakemesi Süreci ve Mahkeme Kararı
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen yargılamada, sanığın kastı, suça iştirak biçimi ve elde edilen menfaat dikkate alınmıştır. Mahkeme, özellikle aşağıdaki hususlara vurgu yaparak karar vermiştir:
-
Sanığın, hesabına gelen paraların niteliğini araştırmaksızın, bilinçli şekilde üçüncü kişilere aktardığı,
-
Bu aktarma işleminin bir organizasyon dahilinde gerçekleştirildiği,
-
Eylemin yalnızca dolandırıcılık suçuna değil, aynı zamanda suç gelirinin transferine aracılık etme fiiline de vücut verdiği,
-
Sanığın maddi menfaat karşılığında hareket ettiği
Mahkeme, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılığa yardım etme ve malvarlığı aklama suçu nedeniyle ceza tayin etmiş; ancak zararın bir kısmının giderilmesi, sabıka kaydının bulunmaması ve pişmanlık beyanları doğrultusunda cezada indirim uygulanmasına karar vermiştir.
5. Suçun Unsurları ve Ceza Sorumluluğu
5.1. Suçun Maddi Unsurları
-
Banka hesabının bir başka kişiye fiilen kullandırılması
-
Bu hesap üzerinden hukuka aykırı işlemlerin gerçekleştirilmesi
-
Para hareketlerinin izlenebilir ve şüpheli yapıda olması
5.2. Manevi Unsur
Failin kastının varlığı önemlidir. Kast, doğrudan (bilerek ve isteyerek kiralama) ya da olası kast (suç işleneceğini öngörerek yine de hareket etme) şeklinde olabilir.
5.3. Cezai Yaptırımlar
-
TCK m.158/1-f’ye göre 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası
-
TCK m.282’ye göre 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezası
-
5549 sayılı Kanun kapsamında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası
6. Suçun Diğer Özellikleri
6.1. İştirak Halleri
-
Suça iştirak eden (örneğin, başkalarının adına hesap açtıran “hesapçı”lar) hakkında da aynı hükümler uygulanır.
-
Kiralama organizasyonunu yürütenler açısından “örgütlü suç” hükümleri de gündeme gelebilir.
6.2. Etkin Pişmanlık
Failin suçtan elde edilen menfaati iade etmesi, zararı karşılaması ve pişmanlık göstermesi durumunda cezada indirim gündeme gelebilir.
6.3. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
İlk kez işlenen suçlarda, failin durumu, zararın giderilmesi ve suça katkı düzeyi dikkate alınarak mahkemeler HAGB kararı verebilir.
7. Banka ve Müşteri Açısından Sorumluluk
Bankalar açısından da müşterini tanı (KYC) ilkesi çerçevesinde ihlaller söz konusu olabilir. Bu kapsamda:
-
Hesap hareketlerinin incelenmemesi,
-
Şüpheli işlem bildirimlerinin yapılmaması,
-
Açık kimlik tespitine rağmen hesapların başkaları tarafından fiilen kullanılması gibi durumlarda banka da 5549 sayılı Kanun çerçevesinde sorumlulukla karşı karşıya kalabilir.
8. Önleme ve Bilinçlendirme Stratejileri
8.1. Hukuki Uyarılar ve Bilgilendirme
IBAN kiralayan kişiler, genellikle suçun ciddiyetinin farkında değildir. Avukatlar ve barolar tarafından bu konuda kamu spotları hazırlanmalı, özellikle gençler bilinçlendirilmelidir.
8.2. Bankaların Rolü
-
Olağandışı para giriş-çıkışlarında alarm sistemleri kurulmalı
-
Yeni hesap sahipleri dikkatle analiz edilmelidir
-
Şüpheli işlemler MASAK’a bildirilmeli
9. Sonuç
Banka hesabını başkasına kullandırma fiili, sadece basit bir “hesap paylaşımı” değildir; çoğu zaman dolandırıcılık, kara para aklama ve yasa dışı bahis gibi organize suçlara kapı açan ağır cezai sonuçlar doğuran bir eylemdir. Türk Ceza Hukuku çerçevesinde, TCK m.157-158-282 ve 5549 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak, gerek faillerin gerekse mağdurların bilinçlendirilmesi, önleyici tedbirlerin alınması ve mağduriyetlerin giderilmesi büyük önem arz etmektedir.