Türk Borçlar Hukukunda Üçüncü Kişi Yararına Sözleşme
Üçüncü kişi yararına sözleşme, taraflar arasında yapılan bir sözleşme ile üçüncü bir kişiye doğrudan hak tanınan bir hukuki ilişkidir. Bu tür sözleşmelerde, sözleşmenin tarafları haricindeki üçüncü bir kişi, sözleşmenin faydasını sağlayan kişi olur ve bu kişi, sözleşmenin taraflarından alacak talebinde bulunabilir. Türk Borçlar Hukukunda, üçüncü kişi yararına sözleşme, alacak hakkının genişlemesi ve sözleşme serbestisi çerçevesinde önemli bir yer tutar.
Bu makalede, Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında üçüncü kişi yararına sözleşme kavramı, hukuki dayanağı, unsurları ve taraflara sağladığı haklar ile sorumluluklar ele alınacaktır.
1. Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Tanımı
Üçüncü kişi yararına sözleşme, taraflar arasında yapılan bir anlaşma ile üçüncü bir kişiye doğrudan hak tanınması anlamına gelir. Bu tür bir sözleşmede, bir taraf (borçlu), karşı tarafa (alacaklı) belirli bir edimi yerine getirme taahhüdünde bulunurken, bu edimin faydası üçüncü bir kişiye yönelir. Yani, sözleşmenin esas amacı üçüncü kişiye fayda sağlamak ve onun lehine bir alacak hakkı doğurmaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 129. maddesi bu hususu şu şekilde düzenler: “Bir sözleşmeden üçüncü kişi lehine hak doğabilmesi, ancak tarafların bu konuda anlaşmış olmasına bağlıdır.” Bu düzenleme, üçüncü kişiye bir hak tanınmasının, sözleşmenin taraflarının açık veya zımni iradesine dayanması gerektiğini ortaya koyar.
2. Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Unsurları
Üçüncü kişi yararına sözleşme kavramının uygulanabilir olması için bazı unsurların varlığı gerekmektedir. Bu unsurlar, sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olabilmesi için önemlidir:
2.1. Sözleşme Tarafları
Sözleşmenin tarafları, borçlu ve alacaklıdır. Bu iki taraf, sözleşmenin koşulları üzerinde anlaşmış olmalıdır. Sözleşme, borçlunun alacaklıya karşı bir edimi yerine getirmeyi taahhüt ettiği ve bu edimin sonucunda üçüncü bir kişiye fayda sağlanacağı bir hukuki işlem olarak kabul edilir.
2.2. Üçüncü Kişi
Üçüncü kişi, sözleşmenin taraflarından biri değildir ancak sözleşmeden doğrudan fayda sağlar. Üçüncü kişi, borçlunun edimini yerine getirmesinden faydalanır ve sözleşmeden doğan hakları talep etme yetkisine sahiptir. Üçüncü kişinin kim olduğu açıkça belirlenmiş olabilir veya sonradan belirlenecek bir kişi de olabilir.
2.3. Lehe Hak Tanıma
Üçüncü kişinin lehine bir hak tanınması, sözleşmenin taraflarının iradesine dayanır. Yani, borçlu ve alacaklı, üçüncü kişiye fayda sağlamak üzere sözleşme yapmış olmalıdır. Bu hak tanıma, açık bir şekilde sözleşmede yer alabileceği gibi zımni olarak da kabul edilebilir. Ancak hak tanımanın açık bir irade beyanına dayandırılması geçerlilik açısından daha güçlü bir koruma sağlar.
3. Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Hukuki Dayanağı
Üçüncü kişi yararına sözleşme, Türk Borçlar Kanunu’nun 129. maddesiyle düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, taraflar bir sözleşme yaparak üçüncü kişiye hak tanıyabilir. Üçüncü kişi, borçlunun edimi ifa etmesini talep etme hakkına sahiptir. Bu tür sözleşmelerde üçüncü kişiye doğrudan hak tanınır ve bu hak, sözleşme taraflarının iradesine dayanır.
3.1.Üçüncü Kişinin Hak Talep Etmesi
Üçüncü kişi, kendisi lehine yapılan sözleşmeden doğan hakları doğrudan talep etme hakkına sahiptir. Bu hak, üçüncü kişinin iradesine bağlı olarak kullanılabilir. Yani, üçüncü kişi, lehine tanınan bu haktan feragat edebilir ya da sözleşme kapsamında kendisine tanınan hakkı kullanabilir.
3.2. Üçüncü Kişinin Borçluya Karşı Talep Hakkı
Üçüncü kişi, borçludan sözleşmede kararlaştırılan edimi yerine getirmesini talep edebilir. Ancak, bu talep hakkı, sözleşmede üçüncü kişi lehine doğrudan bir hak tanınmış olmasına bağlıdır. Eğer böyle bir hak doğmamışsa, üçüncü kişinin borçluya karşı doğrudan talep hakkı bulunmaz.
4. Türk Borçlar Hukukunda Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Uygulama Alanları
Türk Borçlar Hukuku’nda üçüncü kişi yararına sözleşmelerin birçok uygulama alanı vardır. Özellikle sigorta sözleşmeleri, hayat sigortaları, taşımacılık ve ticari sözleşmelerde bu tür sözleşmelere sıkça rastlanır. Üçüncü kişi yararına sözleşmeler, hem bireyler arası ilişkilerde hem de ticari hayatta önemli bir güvence sağlar.
4.1. Sigorta Sözleşmeleri
Üçüncü kişi yararına sözleşmelerin en yaygın örneklerinden biri sigorta sözleşmeleridir. Hayat sigortası, kaza sigortası gibi sigorta türlerinde, sigorta ettiren kişi sigorta poliçesini üçüncü bir kişi lehine yaptırır. Sigorta şirketi (borçlu), sigorta ettirenin ölüm veya kaza sonucu vefatı durumunda üçüncü kişiye (lehdar) ödeme yapmayı taahhüt eder.
4.2. Taşımacılık Sözleşmeleri
Taşımacılık sözleşmelerinde de üçüncü kişi yararına sözleşme uygulaması yaygındır. Örneğin, bir şirket, başka bir şirketle mal taşımacılığı için sözleşme yapar ve malın teslim alacağı kişi üçüncü kişi olur. Bu durumda malı teslim alacak kişi, sözleşmeden doğrudan hak talep edebilir.
4.3. Ticari Sözleşmeler
Ticari hayatta, iki şirket arasında yapılan sözleşmede, üçüncü bir kişiye doğrudan fayda sağlayan hükümler bulunabilir. Örneğin, bir şirket, başka bir şirketle yaptığı anlaşma doğrultusunda, üçüncü bir müşteri lehine hizmet sunmayı taahhüt edebilir. Bu durumda üçüncü kişi, sözleşme kapsamında haklarını talep edebilir.
5. Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Sona Ermesi ve İptali
Üçüncü kişi yararına sözleşmelerin sona ermesi veya iptal edilmesi, tarafların iradesine veya sözleşmede yer alan hükümlere bağlıdır. Üçüncü kişinin lehine doğmuş olan hak, tarafların anlaşması veya üçüncü kişinin kabulüyle sona erebilir.
5.1. Üçüncü Kişinin Feragati
Üçüncü kişi, lehine doğan haktan feragat edebilir. Bu durumda, üçüncü kişi artık borçludan herhangi bir talepte bulunma hakkına sahip olmaz. Feragat, üçüncü kişinin açık bir iradesiyle gerçekleşmelidir.
5.2. Sözleşmenin İptali
Sözleşme tarafları, üçüncü kişi hak kazanmış olsa bile, bu sözleşmeyi iptal edebilirler. Ancak, iptal için sözleşmede tarafların anlaşması ya da kanuni şartların oluşması gerekmektedir. İptal edilen sözleşme sonucunda, üçüncü kişinin elde ettiği haklar da sona erer.
6. Sonuç ve Değerlendirme
Türk Borçlar Hukuku’nda üçüncü kişi yararına sözleşme, tarafların iradesi doğrultusunda üçüncü bir kişiye doğrudan hak tanıyan bir hukuki kurumdur. Bu tür sözleşmeler, özellikle sigorta, taşımacılık ve ticari sözleşmelerde önemli bir yer tutar. Üçüncü kişi, lehine doğan haktan doğrudan faydalanabilir ve bu hakkı talep etme yetkisine sahiptir.
Üçüncü kişi yararına sözleşmeler, taraflar arasındaki sözleşme serbestisini genişleten ve güvence sağlayan önemli bir mekanizmadır. Bu tür sözleşmelerin doğru ve hukuki bir şekilde düzenlenmesi,
tarafların hak ve yükümlülüklerinin korunması açısından büyük önem taşır.