Single Blog Title

This is a single blog caption

2. Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi ve Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali

Eğitim ve öğretim hakkı, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış en temel insan haklarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesi, kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağını düzenler. Bu hak yalnızca devletin değil, aynı zamanda ailelerin de sorumluluğu altındadır. Aile hukuku bağlamında, ebeveynler çocuklarının eğitim ve öğretim giderlerini karşılamak, onların nitelikli eğitim almasını sağlamakla yükümlüdür.

Ne var ki bazı durumlarda, aile bireylerinin ihmali, bilinçli engellemeleri ya da maddi yükümlülüklerini yerine getirmemeleri, eğitim hakkının engellenmesi ve aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali sonucunu doğurur. Bu tür eylemler hem Türk Ceza Kanunu (TCK) hem de Türk Medeni Kanunu (TMK) kapsamında yaptırımlara tabidir.


1. Eğitim ve Öğretim Hakkının Hukuki Dayanağı

Eğitim hakkı, hem anayasal güvence hem de uluslararası yükümlülükler bakımından korunmaktadır:

  • Anayasa m. 42, “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmünü içermektedir. Ayrıca:
  • Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (m. 28-29), Çocuğun eğitim hakkının devletlerce sağlanması yükümlülüğü düzenlenmiştir.

  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 1 No’lu Ek Protokol m. 2: “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.”

  • Türk Medeni Kanunu (TMK), özellikle m. 327 ve 328 hükümleri ile ebeveynlere çocuklarının eğitim ve öğretim masraflarını karşılama yükümlülüğü getirir.

Bu düzenlemeler, ebeveynlerin çocuklarının eğitim sürecine aktif katkıda bulunmalarını zorunlu kılar. Çocuğun eğitim hakkının engellenmesi, hem aile hukuku hem de ceza hukuku bakımından ciddi bir ihlaldir.

2. TCK’da Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu

TCK m. 112, eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunu düzenler.
Maddeye göre:
Eğitim ve öğretim hakkını kullanmalarına engel olan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun oluşabilmesi için:

  • Eğitim kurumlarının işgal edilmesi, faaliyetlerinin engellenmesi,

  • Öğrencinin okula gitmesinin zorla engellenmesi,

  • Bir kişinin eğitim alma hakkını kısıtlayacak şekilde baskı, tehdit veya cebir uygulanması gibi fiillerin varlığı gerekir.

Örneğin, çocuğunu ekonomik gerekçeler dışında kasıtlı olarak okula göndermeyen ebeveyn, hem TCK 112 hem de TCK 233 kapsamında sorumlu tutulabilir.

3. Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali ile İlişkisi

Aile hukukunun en temel ilkelerinden biri, ebeveynlerin çocuklarının eğitim hakkını güvence altına alma ve bu süreçte gerekli maddi manevi desteği sağlama yükümlülüğüdür. TMK m. 327, “Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamakla yükümlüdür” diyerek bu durumu netleştirmiştir.

Eğer ebeveynler:

  • Çocuğunu maddi nedenler dışında okula göndermiyor,

  • Eğitim giderlerini kasten karşılamıyor,

  • Eğitim hakkını ihlal eden davranışlarda bulunuyorsa,
    bu durumda TCK m. 233 kapsamında “aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali” suçu gündeme gelebilir.

4. Suçun Unsurları ve Ceza Sorumluluğu

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali (TCK m. 233) için:

  • Failin, aile hukuku çerçevesinde bakım veya eğitim yükümlülüğü olması,

  • Bu yükümlülüğün kasten yerine getirilmemesi,

  • Mağdurun şikayeti aranır.

Örnek: Baba, ekonomik durumu elverişli olmasına rağmen çocuğunu okula göndermiyor veya eğitim masraflarını karşılamıyorsa hem TCK 233 hem de TCK 112 kapsamında sorumlu tutulabilir.

5. Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme

Yargıtay, aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ihlalini değerlendirirken failin kastını, ekonomik durumunu ve ihlalin çocuğun eğitim hakkını engelleme boyutunu dikkate alır.

  • Yargıtay 14. Ceza Dairesi, E. 2019/2456 K. 2020/1564: “Ebeveynin eğitim giderlerini kasten karşılamaması, çocuğun eğitim hakkının ihlali olarak değerlendirilir.”

  • Yargıtay 2. Ceza Dairesi, E. 2017/3621 K. 2018/1273: “Maddi imkânsızlık nedeniyle eğitim masraflarının karşılanamaması ceza sorumluluğu doğurmaz; fakat ödeme gücü varken bu yükümlülüğün ihmal edilmesi cezalandırılır.”

6. Anayasa Mahkemesi ve AİHM Perspektifi

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kararlarında, eğitim hakkının engellenmesini Anayasa m. 42 kapsamında hak ihlali olarak kabul etmektedir.
AİHM ise, eğitim hakkını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 No’lu Protokol m. 2 çerçevesinde korur. Çocuğun eğitimden mahrum bırakılması, ihlale yol açan devletin veya ebeveynin sorumluluğunu doğurabilir.

7. Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçunun Örnekleri

  • Okula gitmek isteyen çocuğu zorla çalıştırmak,

  • Eğitim kurumunun faaliyetlerini engellemek,

  • Öğrencilerin derslere katılmasını zorla önlemek,

  • Eğitim masraflarını kasten karşılamamak.

Bu tür davranışlar hem TCK 112 hem de TCK 233 kapsamında cezalandırılabilir.

8. Anayasa Mahkemesi ve AİHM Kararları

Anayasa Mahkemesi, eğitim hakkının engellenmesini Anayasa m. 42 kapsamında hak ihlali olarak görmektedir.
AİHM de eğitim hakkını koruyan kararlar vermiştir.

  • Kjeldsen, Busk Madsen ve Pedersen v. Danimarka (1976): Eğitim hakkının devletin sorumluluğunda olduğu ancak ailelerin yükümlülüklerinin de göz ardı edilemeyeceği vurgulanmıştır.

9. Cezai Yaptırımlar 

  • TCK 112: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörür.

  • TCK 233: 1 yıla kadar hapis cezası (çoğu zaman adli para cezasına çevrilir).
    Fail, yükümlülüğünü yerine getirirse mağdurun şikayetten vazgeçmesi ile dava düşebilir.

10. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

    • Şikayet Hakkının Kullanılmaması: TCK 233 şikayete bağlı bir suç olduğu için birçok ihlal cezasız kalabilir.

    • Delil Yetersizliği: Çocuğun eğitim hakkının engellendiğinin ispatı zor olabilir.

    • Ekonomik Gerekçeler: Maddi yetersizlik nedeniyle eğitim giderlerinin ödenmemesi durumunda ceza sorumluluğu doğmayabilir.

11. Sonuç

Eğitim ve öğretim hakkı, toplumun gelişimi ve bireylerin geleceği açısından vazgeçilmezdir. Bu hakkın ihlali hem TCK 112 kapsamında suç oluşturur hem de TCK 233 kapsamında aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali suçunu gündeme getirir.
Aile bireyleri, özellikle ebeveynler, çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak ve eğitim sürecini desteklemekle hem hukuken hem de ahlaken sorumludur. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, eğitim hakkının ihlaline karşı ciddi bir koruma mekanizması oluşturmaktadır.

Gözdenur Turna

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button