Single Blog Title

This is a single blog caption

1. Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali

Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali: Hukuki ve Cezai Boyutları

Aile hukuku, toplumun temelini oluşturan aile kurumunu düzenleyen, aile bireyleri arasındaki hak ve yükümlülükleri belirleyen bir hukuk dalıdır. Eşlerin birbirine karşı sorumlulukları, çocukların bakımı ve eğitimi, nafaka yükümlülüğü gibi konular aile hukukunun temelini oluşturur. Ancak bu yükümlülüklerin ihlali yalnızca özel hukuk kapsamında sonuçlar doğurmaz; Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 233 uyarınca bazı ihlaller suç teşkil eder ve cezai yaptırım uygulanır.


1. Aile Hukukundan Doğan Yükümlülükler

Türk Medeni Kanunu (TMK), eşler ve çocuklar arasındaki hak ve borçları ayrıntılı şekilde düzenlemiştir. Evlilikle birlikte eşler arasında ortak bir yaşam kurma, sadakat, yardımlaşma ve dayanışma yükümlülüğü doğar. Ayrıca, çocukların bakım ve eğitimi, ebeveynlerin en temel sorumlulukları arasındadır.

Başlıca aile hukuku yükümlülükleri şunlardır:

  • Sadakat Yükümlülüğü (TMK m. 185): Eşler evlilik birliği süresince birbirlerine sadık kalmak zorundadır.

  • Birlikte Yaşama ve Yardımlaşma: Eşlerin ortak hayatı sürdürme ve birbirine maddi-manevi destek sağlama yükümlülüğü vardır.

  • Nafaka Yükümlülüğü: Boşanma sonrası veya ayrılık halinde, nafaka ödemesiyle taraflardan birinin mağduriyetini önlemek gerekir.

  • Çocukların Bakım ve Eğitim Yükümlülüğü (TMK m. 327-328): Anne ve baba, çocuklarının bakım, eğitim ve gelişimi için gerekli masrafları karşılamakla yükümlüdür.

Bu yükümlülüklerin ihlali, bir borç doğurabileceği gibi, bazı durumlarda cezai sorumluluk da doğurabilir.


2. TCK 233 – Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun 233. maddesi, aile hukuku kapsamında ortaya çıkan yükümlülüklerin ihlalini cezai yaptırıma bağlamıştır. Maddede şu ifade yer almaktadır:

Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu düzenlemeyle, aile bireyleri arasındaki ilişkiler sadece ahlaki bir çerçevede bırakılmamış, devletin kamu düzenini sağlama yükümlülüğü kapsamında ceza hukuku korumasına alınmıştır.

Bu hükme göre suçun oluşması için:

  1. Failin aile hukuku kapsamında bakım veya destek yükümlülüğü bulunmalı,

  2. Bu yükümlülüğü yerine getirmemesi,

  3. Şikayet koşulu aranmalıdır.

Örnek: Çocuğunun nafakasını ödemeyen bir baba, bu yükümlülüğünü kasten yerine getirmezse TCK 233 kapsamında sorumlu tutulabilir.

3. Suçun Unsurları

TCK 233’te düzenlenen suçun oluşması için belirli şartların bulunması gerekir:

a) Fail: Aile hukukundan kaynaklanan bakım veya destek yükümlülüğü bulunan herkes suçun faili olabilir. Bu genellikle ebeveyn, eş veya aile büyükleri olabilir.

b) Mağdur: Bakım veya destekten yoksun kalan çocuk, eş veya başka bir aile bireyidir.

c) Fiil: Bakım, eğitim ya da destek olma yükümlülüğünün kasten yerine getirilmemesi gerekir. Örneğin, nafaka yükümlülüğünün kasten ihmal edilmesi suç kapsamına girer.

d) Manevi Unsur: Suçun kasten işlenmesi gerekir. Failin yükümlülüğünü bilerek yerine getirmemesi kasıt unsurunu oluşturur.

e) Şikayet Şartı: TCK 233 kapsamındaki suçlar şikayete bağlıdır. Mağdurun veya yakınlarının 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanması gerekir.

4. Nafaka ve Bakım Yükümlülüğü

Nafaka borcunu yerine getirmeyen kişi hakkında hem icra hukuku hem de ceza hukuku bakımından yaptırımlar uygulanabilir.

  • İcra ve İflas Kanunu’na göre nafaka borcunu ödemeyen kişi, alacaklının şikayeti üzerine 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabilir.

  • Ayrıca TCK 233 kapsamında da 1 yıla kadar hapis cezası gündeme gelir.

Örnek: Babası tarafından nafaka ödenmeyen çocuk, hem icra yoluyla tahsilat yapabilir hem de babası hakkında TCK 233 kapsamında suç duyurusunda bulunabilir.

5. Boşanma Davalarında Aile Yükümlülüklerinin İhlali

Boşanma sürecinde eşlerin sadakat ve yardımlaşma yükümlülüklerini ihlal etmesi, kusur sebebi sayılır. Ayrıca, çocuğun bakım ve eğitim yükümlülüğünü yerine getirmemek, boşanma davalarında velayet hakkının belirlenmesinde önemli bir kriterdir.

Örneğin, çocuğuyla ilgilenmeyen bir ebeveynin velayet hakkı çoğunlukla diğer tarafa verilir. Ayrıca nafaka ödememek hem medeni hukuk açısından hem de ceza hukuku açısından sorun doğurur.

6. Yargıtay Kararları Işığında Uygulama

Yargıtay, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçuna ilişkin birçok içtihat geliştirmiştir:

  • Yargıtay 2. Ceza Dairesi, E. 2018/4123 K. 2019/2736: “Çocuğun eğitim ve bakım giderlerini karşılamamak, şikayet üzerine cezaya tabidir.”

  • Yargıtay 14. Ceza Dairesi, E. 2020/3451 K. 2021/1826: “Failin işsizlik veya geçici mali imkânsızlık nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirememesi, ceza sorumluluğunu doğurmaz.”

7. Ceza ve Hukuki Sorumluluk Arasındaki Fark

Aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ihlali, bazı durumlarda yalnızca hukuki sonuçlar doğururken (örneğin nafaka alacağının tahsili), bazı durumlarda cezai sorumluluk doğurabilir. Ancak failin bu yükümlülüğü kasten yerine getirmemesi ve mağduriyet yaratması durumunda ceza sorumluluğu da gündeme gelir.
Örnek: Baba, mali durumu elverişli olmasına rağmen çocuğunun bakımını üstlenmezse hem nafaka davası açılabilir hem de ceza soruşturması yürütülebilir.

  • Hukuki sorumluluk: Boşanma, tazminat, nafaka gibi özel hukuk yaptırımları.

  • Cezai sorumluluk: TCK 233 kapsamında hapis veya adli para cezası.

8. Suçun Yaptırımı ve Alternatif Çözümler

TCK 233 kapsamında ceza, 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Mahkeme çoğu zaman bu cezayı adli para cezasına çevirebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verebilir.
Failin borcunu ödemesi veya yükümlülüğünü yerine getirmesi halinde, mağdurun şikayetten vazgeçmesiyle ceza süreci sona erebilir.

9. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

  • Ekonomik yetersizlik: Failin gerçekten ödeme gücünün olup olmadığı zaman zaman tartışma konusu olur.

  • Şikayet süresinin kaçırılması: Mağdurlar, 6 aylık şikayet süresini kaçırırsa dava açılamaz.

  • Delil eksikliği: Failin yükümlülüğünü kasten yerine getirmediğinin ispatı, dava sürecini zorlaştırır.

9. Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali ile İlgili  Öneriler

  • Nafaka ödemeleri banka aracılığıyla yapılmalı ve belgelenmelidir.

  • Aile bireyleri arasındaki bakım ve destek yükümlülükleri ihmal edilmemelidir.

  • Maddi imkânsızlık durumunda mahkemeden nafaka indirimi veya kaldırılması talep edilebilir.

  • Şikayet hakkı 6 ayla sınırlı olduğundan, mağdurlar bu süreyi kaçırmamalıdır.

10. Sonuç

Aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ihlali, hem aile bireylerinin mağduriyetini önlemek hem de aile kurumunu korumak amacıyla cezai yaptırıma bağlanmıştır. TCK 233, bakım, eğitim ve destek yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişilere karşı hukuki koruma sağlamaktadır. Yargıtay’ın kararları, bu düzenlemenin uygulamada doğru yorumlanması açısından yol göstericidir.

Aile içi sorumluluklar yalnızca birer ahlaki ödev değil, aynı zamanda hukuken bağlayıcı yükümlülüklerdir. Bu nedenle hem bireylerin haklarını bilmesi hem de bu yükümlülüklerin ihmal edilmemesi büyük önem taşır.

Gözdenur Turna

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button